DIOR'DA ÖYKÜ NAKIŞI

Dior’un kreatif direktörü Maria Grazia Chiuri, markanın Paris’teki İlkbahar/Yaz 2025 Haute Couture koleksiyonu için defile alanını tasarlaması adına kadın sanatçılardan birini davet etti. Musée Rodin’de özel olarak inşa edilen kutu biçimindeki bu mekân, Chiuri’nin vizyonuyla şekillenen benzersiz bir sahneye dönüştü. Mekan tasarımında Mumbai merkezli sanatçı Rithika Merchant’ın özgün resimleri kullanıldı. Merchant, zengin bitki örtüsü, hayvan figürleri ve mitolojik sahneleri canlı renklerle betimlemesiyle tanınırken, eserlerinde her zaman anlatısal bir derinlik barındırıyor. Defile alanının dış cephesini süsleyen Merchant’ın tabloları, izleyicilere görsel bir şölen sunarken, “The Flowers We Grew” olarak adlandırılan enstalasyon, sanatçının annesinin ailesinden gelen ve Kerala kıyı eyaletine dayanan atalarının hikâyelerine bir dönüş niteliği taşıyor. Eserin başlığı, “Geçmişte ektiğimiz tohumlar, bugünün çiçeklerine dönüşür” düşüncesinden ilham alırken, Dior tarafından “kuşaklar boyunca güçlü bir kadın soy hattı aracılığıyla aktarılan kesintisiz anlatılar” olarak tanımlanıyor.

İç mekânda ise Merchant’ın orijinal resimleri, Mumbai merkezli tarihi Hint el işçiliğini koruma misyonuna sahip Chanakya School of Craft ve Karishma Swali’nin ustalığıyla duvar halıları biçiminde yeniden yorumlandı. Binlerce el dikişiyle hayat bulan dokuz anıtsal panel, izleyicilere antropomorfik figürlerden yıldız takımyıldızlarına, yapraklardan çiçeklere ve kükreyen hayvanlara kadar uzanan fantastik bir bileşim sunuyor. Bu süreçte toplamda 306 zanaatkârın 144.000 saatlik olağanüstü emeği, eserin detaylarına ve etkileyici boyutuna yansımış durumda. Merchant’ın, “Her zaman özellikle anlatısal nitelikte olan duvar halılarından ilham aldım” sözleri, bu sürecin kendisi için ne kadar dönüm noktası olduğunu da gözler önüne seriyor. Sanatçının resimlerinin nakış, kolaj, yorgan yapımı ve dokuma gibi tekniklerle yeniden hayat bulması, aynı zamanda uzun zamandır ‘kadın işi’ olarak görülen bu tekniklerin, kadınların sanat üretme biçimlerine dair tarihsel kalıpları nasıl altüst ettiğini de sembolize ediyor. Merchant, Chanakya ile iş birliğinin kendisi için büyük bir dönüm noktası olduğunu belirterek, usta nakışçıların işlerini yakından görme fırsatının ilham verici olduğunu ifade ediyor. Böylece, defile alanındaki enstalasyon; hafıza, dönüşüm ve doğa temalarını yansıtan, duygusal ve kapsayıcı bir atmosfer yaratıyor.

İnce işlemelerle süslenmiş siyah paltolar, zarif nakışlı elbiseler, tüy detaylı pelerinler ve üç boyutlu yakılmış gümüş nakışlar, koleksiyonun cesur siluetleri ile narin işçiliğin dengeli diyalogunu gözler önüne seriyor. Bu detaylar, sahne tasarımının yarattığı atmosferle birleştiğinde izleyicilere sanat ve modanın iç içe geçtiği, organik formlarla bezenmiş ve özenle hazırlanmış bir harikalar diyarı sunuyor. Chiuri ve Merchant, çocukluk anıları, hikayeler ve yaratıcılığın şekillenmesindeki ortak noktaları tartışırken, her iki eserin de izleyicinin içine tamamen dalabileceği bir dünyanın kapılarını araladığını vurguluyor. Dior, İlkbahar/Yaz 2025 Haute Couture defilesiyle moda ve sanat arasındaki sınırları silikleştirerek izleyicilere duyusal ve görsel açıdan büyüleyici bir deneyim sundu. Rithika Merchant’ın anlatı odaklı sanatı, Maria Grazia Chiuri’nin zamansız tasarımlarıyla kusursuz bir uyum içinde, gelenek ve dönüşüm arasındaki dengeyi gözler önüne serdi. Zanaatkarların emeğiyle hayat bulan bu sahne tasarımı, geçmişin mirasını geleceğe taşırken, aynı zamanda kadınların sanattaki ve modadaki yaratıcı gücünü de kutluyor. Dior’un bu görkemli dünyası, yalnızca bir defile alanı değil, izleyiciyi içine çeken ve ilham veren bir masal diyarı olarak hafızalara kazındı.