[MELTEM ŞAHİN]
Tasarımcı, İllüstratör, ve Sanatçı Meltem Şahin TANI koleksiyonunun yeni serisinde yer aldı. Meltem Şahin'i daha yakından tanımak için bu içeriği okuyabilirsiniz. ☻ ☻ ☻
1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1.) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben sanatçı ve tasarımcıyım. Bazen de kendime illustratör ve animatör diyorum. Fulbright bursuyla Maryland Institute College of Art’ta (MICA) illüstrasyon üzerine yüksek lisans yaptım. Eserlerim bugüne kadar 30'dan fazla sergide gösterildi ve animasyonlarım 7 farklı ülkede izleyicilerle buluştu. Giflerim ise 300 milyondan fazla kez görüntülendi. İllüstrasyonlarım, Society of Illustration, American Illustration, Applied Arts, Bologna Çocuk Kitapları Fuarı ve 3x3 gibi prestijli organizasyonlar tarafından ödüllendirildi ya da seçildi. “P is for Pussy” adlı kitabım, Huffington Post ve BuzzFeed gibi platformlarda geniş yankı buldu. Ayrıca, artırılmış gerçeklik temalı PMS sergisinin küratörlüğünü yaptım ve video işim "sketches with+for+from ai" Londra’daki Ulusal Galeri’nin kalıcı koleksiyonuna dahil edildi. Bugüne kadar Apple, Meta ve Giphy gibi önde gelen şirketlerle de işbirliği yapma fırsatım oldu.
Merhaba, ben sanatçı ve tasarımcıyım. Bazen de kendime illustratör ve animatör diyorum. Fulbright bursuyla Maryland Institute College of Art’ta (MICA) illüstrasyon üzerine yüksek lisans yaptım. Eserlerim bugüne kadar 30'dan fazla sergide gösterildi ve animasyonlarım 7 farklı ülkede izleyicilerle buluştu. Giflerim ise 300 milyondan fazla kez görüntülendi. İllüstrasyonlarım, Society of Illustration, American Illustration, Applied Arts, Bologna Çocuk Kitapları Fuarı ve 3x3 gibi prestijli organizasyonlar tarafından ödüllendirildi ya da seçildi. “P is for Pussy” adlı kitabım, Huffington Post ve BuzzFeed gibi platformlarda geniş yankı buldu. Ayrıca, artırılmış gerçeklik temalı PMS sergisinin küratörlüğünü yaptım ve video işim "sketches with+for+from ai" Londra’daki Ulusal Galeri’nin kalıcı koleksiyonuna dahil edildi. Bugüne kadar Apple, Meta ve Giphy gibi önde gelen şirketlerle de işbirliği yapma fırsatım oldu.
2.) “Multidisipliner” kavramının isim bulmuş hali gibisiniz. Yarattığınız bir kompozisyonu istediğiniz element ve dokuyla birlikte hayata geçirebiliyorsunuz. Bir disipline sığmama tavrınız nasıl şekillendi?
2.) “Multidisipliner” kavramının isim bulmuş hali gibisiniz. Yarattığınız bir kompozisyonu istediğiniz element ve dokuyla birlikte hayata geçirebiliyorsunuz. Bir disipline sığmama tavrınız nasıl şekillendi?
2.) “Multidisipliner” kavramının isim bulmuş hali gibisiniz. Yarattığınız bir kompozisyonu istediğiniz element ve dokuyla birlikte hayata geçirebiliyorsunuz. Bir disipline sığmama tavrınız nasıl şekillendi?
Master’a giderken tek hayalim çok iyi bir çocuk kitabı illüstratörü olmaktı. Orada okuduğum bölümün tam adı “Illustration Practice”. Orada NASA’dan mühendisler gelip bize sanatçılar için robotik dersleri veriyorlardı. Orada illüstrasyonun ne kadar çeşitli olabileceğini anladım ve çalışmalarımı teknolojiyle de entegre etme kararı aldım. 2015 yılında ise, bu yeni yönelimimle birlikte, robotik ve Arduino ile ilgili olan araştırmalarımdan dolayı MICA’nın master öğrencileri için olan Araştırma ve Geliştirme bağışını aldım.
Şu anki üretimde de farklı tekniklerle çalışmak, her seferinde yeni bir şey öğrenmek bana hem keyif veriyor hem de yaratıcı sürecimi zenginleştiriyor. Her tekniğin kendine has sınırlamaları ve sağladığı özgürlükleri keşfediyorum, bu da beni farklı yönlerde düşünmeye itiyor. Her yeni yaratım sürecinde yeni bir kapı aralıyor, ancak bu yeni açılan kapılar diğerlerini kapatmıyor, aksine birbirine ekleniyor. Belirli bir teknik veya materyale yakın hissetmektense, anlatmak istediğim hikayeye veya yaratmak istediğim deneyime en uygun olanını seçiyorum. Bu seçimin sonucunda, içerik, malzeme ve yorumumun bir bütün halinde ne kadar güçlü bir deneyim sunduğunu görmek beni en çok tatmin eden şeylerden biri.
Master’a giderken tek hayalim çok iyi bir çocuk kitabı illüstratörü olmaktı. Orada okuduğum bölümün tam adı “Illustration Practice”. Orada NASA’dan mühendisler gelip bize sanatçılar için robotik dersleri veriyorlardı. Orada illüstrasyonun ne kadar çeşitli olabileceğini anladım ve çalışmalarımı teknolojiyle de entegre etme kararı aldım. 2015 yılında ise, bu yeni yönelimimle birlikte, robotik ve Arduino ile ilgili olan araştırmalarımdan dolayı MICA’nın master öğrencileri için olan Araştırma ve Geliştirme bağışını aldım.
Şu anki üretimde de farklı tekniklerle çalışmak, her seferinde yeni bir şey öğrenmek bana hem keyif veriyor hem de yaratıcı sürecimi zenginleştiriyor. Her tekniğin kendine has sınırlamaları ve sağladığı özgürlükleri keşfediyorum, bu da beni farklı yönlerde düşünmeye itiyor. Her yeni yaratım sürecinde yeni bir kapı aralıyor, ancak bu yeni açılan kapılar diğerlerini kapatmıyor, aksine birbirine ekleniyor. Belirli bir teknik veya materyale yakın hissetmektense, anlatmak istediğim hikayeye veya yaratmak istediğim deneyime en uygun olanını seçiyorum. Bu seçimin sonucunda, içerik, malzeme ve yorumumun bir bütün halinde ne kadar güçlü bir deneyim sunduğunu görmek beni en çok tatmin eden şeylerden biri.
3.) Muğla vs İstanbul?
3.) Muğla vs İstanbul?
3.) Muğla vs İstanbul?
Marmaris, Muğla doğumluyum. Master sonrası İstanbul’da yaşamaya başladım, fakat pandemi ile Marmaris’e geri döndüm ve o zamandan beri burada yaşıyorum. Muğla, doğasıyla ve burada çocukluktan beri edindiğim arkadaşlıklarla beni çok besliyor. Ayrıca üretim yapabilmem için bana ihtiyacım olan dinginliği ve odaklanma alanını sağlıyor. Ama İstanbul, sanat ve kültürüyle benim için büyük bir öneme sahip. Her ay iş için İstanbul’a gidip geliyorum, çünkü orası bana yaratıcı anlamda da ilham veren bir merkez. Dolayısıyla Muğla'da yaşamak ve arada İstanbul'a gidip gelmek, benim için iyi bir denge oluşturuyor.
Marmaris, Muğla doğumluyum. Master sonrası İstanbul’da yaşamaya başladım, fakat pandemi ile Marmaris’e geri döndüm ve o zamandan beri burada yaşıyorum. Muğla, doğasıyla ve burada çocukluktan beri edindiğim arkadaşlıklarla beni çok besliyor. Ayrıca üretim yapabilmem için bana ihtiyacım olan dinginliği ve odaklanma alanını sağlıyor. Ama İstanbul, sanat ve kültürüyle benim için büyük bir öneme sahip. Her ay iş için İstanbul’a gidip geliyorum, çünkü orası bana yaratıcı anlamda da ilham veren bir merkez. Dolayısıyla Muğla'da yaşamak ve arada İstanbul'a gidip gelmek, benim için iyi bir denge oluşturuyor.
4.) Hayatınızın sonuna kadar bir sanatçının çalışmalarını incelemek zorunda olsanız, bu hangi sanatçı olurdu?
4.) Hayatınızın sonuna kadar bir sanatçının çalışmalarını incelemek zorunda olsanız, bu hangi sanatçı olurdu?
4.) Hayatınızın sonuna kadar bir sanatçının çalışmalarını incelemek zorunda olsanız, bu hangi sanatçı olurdu?
Bu soruya cevap vermek gerçekten zor. Cevap verebilmek için beni son zamanlarda etkileyen sanatçılardan çok, beni en uzun zamandır etkileyen sanatçıları düşündüm ve iki isim öne çıktı: Gunta Stölzl ve Paul Klee. Stölzl, erkek egemen bir ortamda Bauhaus’un tek kadın ustası olarak kadınların sanat dünyasındaki yerini dönüştürmüş bir öncü. Onun sanat ve tasarımı birleştiren yenilikçi yaklaşımı, feminist bir sanatçı olarak benim de sınırları zorlamam ve kendi sesimi bulmam için hep ilham kaynağı oldu. Diğer isim ise Paul Klee. Klee’nin işlerine ilk olarak lisede hayran olmuştum ve 20 yılı aşkın süredir beni etkilemeye devam ediyor. Çizgiye getirdiği özgün yaklaşım, o dönemdeki yenilikçiliği ve çizimi kendi tabiriyle 'çizgiyi yürüyüşe çıkarmak' olarak görmesi benim de sanata bakış açımı derinden etkiledi.
Bu soruya cevap vermek gerçekten zor. Cevap verebilmek için beni son zamanlarda etkileyen sanatçılardan çok, beni en uzun zamandır etkileyen sanatçıları düşündüm ve iki isim öne çıktı: Gunta Stölzl ve Paul Klee. Stölzl, erkek egemen bir ortamda Bauhaus’un tek kadın ustası olarak kadınların sanat dünyasındaki yerini dönüştürmüş bir öncü. Onun sanat ve tasarımı birleştiren yenilikçi yaklaşımı, feminist bir sanatçı olarak benim de sınırları zorlamam ve kendi sesimi bulmam için hep ilham kaynağı oldu. Diğer isim ise Paul Klee. Klee’nin işlerine ilk olarak lisede hayran olmuştum ve 20 yılı aşkın süredir beni etkilemeye devam ediyor. Çizgiye getirdiği özgün yaklaşım, o dönemdeki yenilikçiliği ve çizimi kendi tabiriyle 'çizgiyi yürüyüşe çıkarmak' olarak görmesi benim de sanata bakış açımı derinden etkiledi.
5.) Animasyon ve heykel alanında da eşsiz eserler üretiyorsunuz. “Bir disipline sığmama tavrı” dedik lakin sizi incelerken alt tabanınızdaki İllüstrasyon kökeni ve bakış açısını algılıyoruz. Taşla çalışsanız bile illüstrasyon yaptığınızı hissediyoruz. Bu yorum ve bakış açısı hakkında neler söylemek istersiniz?
5.) Animasyon ve heykel alanında da eşsiz eserler üretiyorsunuz. “Bir disipline sığmama tavrı” dedik lakin sizi incelerken alt tabanınızdaki İllüstrasyon kökeni ve bakış açısını algılıyoruz. Taşla çalışsanız bile illüstrasyon yaptığınızı hissediyoruz. Bu yorum ve bakış açısı hakkında neler söylemek istersiniz?
İllüstrasyon benim yaratıcı yolculuğumun temelini oluşturuyor. 2013 yılında Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’na seçilmem, çocuk kitapları illüstrasyonu yapma kariyerimi başlattı. Fulbright bursu ile MICA’da illüstrasyon üzerine master yaparken, illüstrasyonun yalnızca iki boyutta sınırlı olmadığını fark ettim. Gifler, kinetik heykeller, oyuncaklar gibi farklı pratiklerin de bu alanın bir parçası olduğunu görmek bana büyük bir özgürlük alanı sundu. Bu farkındalık, disiplinler arası bir bakış açısı geliştirmemi sağladı. Yaratıcı sürecimde hangi materyalle çalışırsam çalışayım, illustratif bir anlatımı işin içine dahil etmeye calışıyorum. Bir teknik ya da malzemeyi seçerken, o işin ruhuna ve anlatımına en uygun olanı tercih ediyorum. Bu da taşla çalışsam bile illüstratif bir yaklaşımın hissedilmesine neden oluyor.
İllüstrasyon benim yaratıcı yolculuğumun temelini oluşturuyor. 2013 yılında Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’na seçilmem, çocuk kitapları illüstrasyonu yapma kariyerimi başlattı. Fulbright bursu ile MICA’da illüstrasyon üzerine master yaparken, illüstrasyonun yalnızca iki boyutta sınırlı olmadığını fark ettim. Gifler, kinetik heykeller, oyuncaklar gibi farklı pratiklerin de bu alanın bir parçası olduğunu görmek bana büyük bir özgürlük alanı sundu. Bu farkındalık, disiplinler arası bir bakış açısı geliştirmemi sağladı. Yaratıcı sürecimde hangi materyalle çalışırsam çalışayım, illustratif bir anlatımı işin içine dahil etmeye calışıyorum. Bir teknik ya da malzemeyi seçerken, o işin ruhuna ve anlatımına en uygun olanı tercih ediyorum. Bu da taşla çalışsam bile illüstratif bir yaklaşımın hissedilmesine neden oluyor.
6.) “One's Pain Does Not Migrate To The Other” eseriniz alt metniyle ve çalışma tekniğiyle büyüleyici eserlerinizden biri. Bu canlı çizim performans sürecinin ardındaki hikayeyi kısaca anlatabilir misiniz?
6.) “One's Pain Does Not Migrate To The Other” eseriniz alt metniyle ve çalışma tekniğiyle büyüleyici eserlerinizden biri. Bu canlı çizim performans sürecinin ardındaki hikayeyi kısaca anlatabilir misiniz?
6.) “One's Pain Does Not Migrate To The Other” eseriniz alt metniyle ve çalışma tekniğiyle büyüleyici eserlerinizden biri. Bu canlı çizim performans sürecinin ardındaki hikayeyi kısaca anlatabilir misiniz?
Anıt Sayaç, Zeren Göktan tarafından şiddet nedeniyle öldürülen kadınlar için oluşturulmuş dijital bir anıt. Birhan Keskin ve Aslı Serin de bu anıttan esinlenerek ‘Birinin Acısı Öbürüne Geçmiyor’ adlı çok güçlü bir şiir yazdılar. Sevgili arkadaşım Elvin Eroğlu bu şiiri bana iletti ve resimlememi istedi. Ancak bu projede, diğer işlerimde olduğu gibi konfor alanımda çalışmak istemedim. Şiirin duygu yoğunluğuna kendimi sokmak, sürecin bir parçası olmak istedim. Performistanbul ile iş birliği yaparak, canlı çizim performansları gerçekleştirdim. Zoom ve Instagram üzerinden iki farklı açıyla yayınlanan performanslarda, Birhan ve Aslı'nın seslendirdiği şiiri defalarca dinleyerek, o anki hislerimle çizimler yaptım. Çizimleri bilerek önceden planlamadım, performans sırasında o anda içimden geldiği gibi çizmek istedim. Çizimlerde monoprint isimli bir baskı tekniğini kullandım. Bu tekniğini seçmemin sebebi, şiirin keskinliği ile bu tekniğin naifliği arasındaki güçlü uyumdu. Sonrasında bu çizimleri ve şiiri bir kitaba dönüştürdük. Proje, katmanlandıkça daha anlamlı hale geldi ve bu süreç bizi Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde bir sergi yapmaya kadar götürdü. Keskin ve Serin’in şiiri o kadar güçlüydü ki, kadın yürüyüşlerinde slogan olmuştu. Projeyi tek bir çıktıyla bırakmak mümkün değildi; farklı sanat dallarını bir araya getirerek bütünsel bir projeye dönüştürdük.
Anıt Sayaç, Zeren Göktan tarafından şiddet nedeniyle öldürülen kadınlar için oluşturulmuş dijital bir anıt. Birhan Keskin ve Aslı Serin de bu anıttan esinlenerek ‘Birinin Acısı Öbürüne Geçmiyor’ adlı çok güçlü bir şiir yazdılar. Sevgili arkadaşım Elvin Eroğlu bu şiiri bana iletti ve resimlememi istedi. Ancak bu projede, diğer işlerimde olduğu gibi konfor alanımda çalışmak istemedim. Şiirin duygu yoğunluğuna kendimi sokmak, sürecin bir parçası olmak istedim. Performistanbul ile iş birliği yaparak, canlı çizim performansları gerçekleştirdim. Zoom ve Instagram üzerinden iki farklı açıyla yayınlanan performanslarda, Birhan ve Aslı'nın seslendirdiği şiiri defalarca dinleyerek, o anki hislerimle çizimler yaptım. Çizimleri bilerek önceden planlamadım, performans sırasında o anda içimden geldiği gibi çizmek istedim. Çizimlerde monoprint isimli bir baskı tekniğini kullandım. Bu tekniğini seçmemin sebebi, şiirin keskinliği ile bu tekniğin naifliği arasındaki güçlü uyumdu. Sonrasında bu çizimleri ve şiiri bir kitaba dönüştürdük. Proje, katmanlandıkça daha anlamlı hale geldi ve bu süreç bizi Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde bir sergi yapmaya kadar götürdü. Keskin ve Serin’in şiiri o kadar güçlüydü ki, kadın yürüyüşlerinde slogan olmuştu. Projeyi tek bir çıktıyla bırakmak mümkün değildi; farklı sanat dallarını bir araya getirerek bütünsel bir projeye dönüştürdük.
7.) Bu koleksiyona bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
“Nazik olmak cesaret ister.”
Maya Angelou
7.) Bu koleksiyona bir cümleyle iz bırakmanızı isteyeceğiz. Son cümlenizi bizimle paylaşır mısınız?
“Nazik olmak cesaret ister.”
Maya Angelou